Naci Cinisli: “İktidarda 20 Sene Geçirmiş Bir Partinin Mensuplarının Olgunlaşmış Olması Lazım. Maalesef Ben Bir Olgunlaşma Görmedim”
İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuştu. Cinisli, “Karşımda oturan heyetten de hiçbir zaman devlet aleyhinde bir söz duymadım. Fakat 28 Şubat… Ki çok hatalıdır, o mağduriyet üzerinden devlete hakaret etmek, devleti bu kadar çok yerin dibine batırmak sizlere yakışmıyor. İktidarda 20 sene geçirmiş bir partinin mensuplarının olgunlaşmış olması lazım. Maalesef ben bir olgunlaşma görmedim” dedi.
İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesine ait yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“BÖYLE BİR EKONOMİNİN SAĞLIKLI OLDUĞUNU LÜTFEN KİMSE İDDİA ETMESİN”
“Öyle bir ekonomi konuşuyoruz ki siyaset faizi yüzde 9 ancak Türkiye’nin yurt dışından borçlanma faizi dolarla yüzde 10. Politika faizimiz yüzde 9, TL; dolarla borçlanma faizi 10. İnanılmaz bir çelişki. Böyle bir ekonominin sağlıklı olduğunu lütfen kimse iddia etmesin. Milli Güvenlik Kurulu’na da iş düşüyor. Bence konseyinizin gündemine ekonomiyi de alın zira iktisat de bir ulusal güvenlik sorunu haline geldi.
Merhum Süleyman Demirel, ‘Bundan sonraki bir finansal, ekonomik kriz arkasından siyasi tavizler getirebilir’ demişti. Şu anki durum Allah esirgesin ülkemize siyasi taviz verme mecburiyetinde bırakır diye kaygı ederim. O yüzden de şu anki ekonomik durum bir ulusal güvenlik sıkıntısıdır.
Burada çok problemli bir terminolojiyle karşılaştım. AK Partili arkadaşlarımızın anlayamadığı iki problem var. Birisi siyasi, birisi ekonomik. Ekonomik sıkıntı Plan ve Bütçe Komitesi sıralarında oturarak öğrenilebilir ancak siyasi sıkıntı Plan Bütçe Komitesi sıralarında öğrenilemez. Siyasal olan devletle iktidarın farkını bilmiyorlar. Ekonomik olansa büyümeyle kalkınmanın farkını bilmiyorlar. İkisi de son derece sakıncalı. Devlet ne demek, iktidar ne demek, hükümet ne demek bunları bilmiyorlar. Kendilerinden devlet diye bahsederken aslında devleti kalkan olarak kullanıp kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Devlet yüceltilip üzere konuşulup nasıl da devletin gözden düşürülmeye çalışıldığını burada gördüm çok çok üzüldüm.
“BÜTÇE SAVUNULURKEN BİR GELECEK PROJEKSİYONU GÖREMEDİK”
Bütçe savunulurken bir gelecek projeksiyonu göremedik. 2002 ile, 2022 daima kıyas edildi ki bu acınılacak bir durum. 2002’de zaten bir enkaz devralınmıştı. Türkiye ekonomisinin en dip seviyesiydi 2001 krizinden sonraki durum. O enkazla bugünkü durumu karşılaştırıyor olmanız kendinizi olan saygınızı da yitirmiş olmanız demektir. Ama daha vahimi 2002 öncesi hep kötülendi. 2002 öncesinde sanki bu devlet yokmuş gibi bir hava estirildi. Hatta o kadar ki Osmanlı’dan müddet gelen Dışişlerimiz bile 2002 öncesinde yok farz edildi. Hariciye de 2002 öncesinde yoksa vay halimize. Bunu nasıl söyleyebiliyorlar anlayabilmiş değilim.
Bu rövanş alma hisleri, öfkeyle devleti bugüne kadar yönetim etmiş olmanız beni gerçekten çok dehşete düşürdü ve başımda çok büyük soru işaretleri uyandırdı. Bu devlet büyüktür. Bu ülkede gadre uğramamış kesim aşağı üst yoktur. Bu ülkede gadre uğramış bölümlerin kimisi şikayet eder kimisi şikayet etmez. Cumhuriyet’in ilk yılları çok mu rahat geçti zannediyorsunuz? Çok mu dikensiz gül bahçesiydi? Cumhuriyet’in birinci yıllarında ülkesine, devletine hizmet etmiş olmasına karşın gadre uğradığını düşünen ailelerden devletin aleyhine tek bir söz duydunuz mu?
İki hapishane bilirim biri Yassıada biri Mamak. Siz oraların kıssalarını bilir misiniz? Hiç duydunuz mu? Duyamazsınız zira anlatmazlar. Demokrat Parti’nin eski milletvekili, bakanı elinde büyüdüm. Cumhuriyet Halk Partisi’ni kıyasıya eleştirirlerdi. Ancak çektikleriyle ilgili, devletle ilgili en ufak bir irtibat kurmazlardı. Siz Menderes’in çocuklarından hiç babalarını kullanarak siyaset yaptığını duydunuz mu? Profesör Adnan Menderes İzmir’de yaşıyor hiç ismini duyuyor musunuz? Hiç siyasetle, dedesiyle ilgili devleti yeren bir kelam söylüyor mu? Söylemez zira bu prensiptir.
“İKTİDARDA 20 SENE GEÇİRMİŞ BİR PARTİNİN MENSUPLARININ OLGUNLAŞMIŞ OLMASI LAZIM”
Karşımda oturan heyetten de hiçbir vakit devlet aleyhinde bir kelam duymadım. Ancak 28 Şubat… Ki çok kusurludur, o mağduriyet üzerinden devlete hakaret etmek, devleti bu kadar çok yerin tabanına batırmak sizlere yakışmıyor. İktidarda 20 sene geçirmiş bir partinin mensuplarının olgunlaşmış olması lazım. Maalesef ben bir olgunlaşma görmedim.
Dış siyasetlerde da savrulmalar görüyorum. Türkiye’nin görüşünde savrulmalar görüyorum. Biz otokrasi mi, demokrasi mi seçimini 1946’da yaptık. Biz NATO’ya girişimizden beri demokrasi taraftarıyız. Semerkand’taki bir otel lobisinde keyif sofrasında oturmaktansa Endonezya’daki NATO başkanlarının önemli masasında oturulmasını tercih ederdim.”
